Bakan Soylu:'Kanunumuzda afet bölgesi diye bir kanun yok'
Afet bölgesi ilanı talebiyle ilgili konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Şunu söyleyeyim bizim kanunumuzda afet bölgesi diye bir kanun yok. Afete maruz bölge var. Afet bölgesi denilen bir kavram söz konusu değil. Kanunda böyle bir şey yokken böyle bir talep yokken afet bölgesi ilan edilsin demek biraz siyasi yaklaşımdır dedi. Bakan Soylu, ayrıca 117 milyon lira bağış geldiğini de açıkladı.
Afet bölgesi ilanı talebiyle ilgili konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Şunu söyleyeyim bizim kanunumuzda afet bölgesi diye bir kanun yok. Afete maruz bölge var. Afet bölgesi denilen bir kavram söz konusu değil. Kanunda böyle bir şey yokken böyle bir talep yokken afet bölgesi ilan edilsin demek biraz siyasi yaklaşımdır 'dedi. Bakan Soylu, ayrıca 117 milyon lira bağış geldiğini de açıkladı.
Elazığ'ın Maden ilçesine giden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, heyelan riski olan bölgede incelemelerde bulunup, vatandaşlarla görüştü. Daha sonra kaymakamlığa geçen her iki bakanda açıklama yaptı.
Maden ilçesinde olduklarını anımsatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Maden ilçesinde olmamızın nedeni bundan yaklaşık 6 ay önce Maden ilçesinde buradan da gelen bilgi bizim de elde ettiğimiz bilgilerle çok eğimli bir heyelan sonucunda 510 bağımsız bölümün olduğunu bizim tespit ettiğimiz alanda bir kayma söz konusu. Maden ilçesi buradaki madenlerin çok uzun zamandan beri kah işletildiği kah işletilmediği bir süreç olarak da devam eden veya duran bir anlayışa sahip. 6 ay önce de bir gece itibariyle hem üniversitenin vermiş olduğu karar sürecinde Çevre ve Şehircilik Bakanımızla konuşarak aynı zamanda Cumhurbaşkanımıza da arz ederek buradaki madeni çalışmasını durdurduk. Buradaki riskli olan konutlarla ilgili hemen bir karar alındı. Anında burası afete maruz bölge ilan edildi. Artık yaşanmasının doğru olmadığı bir bölge 510 konutun bulunduğu alanla ilgili o günden itibaren de bir değerlendirme yapıyoruz. Bu ilçenin bir bölümünü veya tamamını bir yere taşınsın mı yoksa burada mı hayata devam edilsin diye Elazığ'da deprem çalışmalarını sürdürürken arkadaşlarımızla milletvekillerimiz ve kaymakamlarımızla buraya gelmek istedik ve geldik. Burada hem arkadaşlarımızla istişare ettik hem de vatandaşlarımıza da bilgi verdik. Tabi biz taleplerini de almaya çalıştık. Zannediyorum ki burada bu değerlendirmeleri yaptıktan sonra şehrin burada devam edip etmemesi veya hemen aşağıda gezin var Gezin'de devam edip etmemesi hususunda ki değerlendirmeyi talepleri aldıktan sonrada hep birlikte bir karar vereceğiz. Onun için bugün bakanımız ve arkadaşlara buraya geldik' dedi.
'Köyler dahil her yere ulaşmaya çalışıyoruz'
Dün gece 4,5 ve 4.3 olmak üzere iki deprem meydana geldiğini de aktaran Bakan Soylu, 'Buradan bütün Türkiye'deki vatandaşlarımıza şunu söylemek istiyorum deprem olduktan sonra devletimize ve devletimizin tüm çalışanlarına müteşekkiriz. Yatmadılar ve vatandaşlarımızın o saatten itibaren bütün taleplerini karşılamaya çalıştılar. Yolların buzlanması dahi herkes seferber oldu. Bu açıdan hem çalışan arkadaşlarımıza hem Elazığlı vatandaşlarımıza bu ortaya koydukları birlik ve beraberlik için bir kez daha minnettarlığımızı belirtmek isteriz. 30 bin civarında çadır dağıttık yaklaşık 100 binin üzerinde battaniye dağıttık. Köyler dahil her yere ulaşmaya çalışıyoruz. Yıkımlar devam ediyor, bizde yıkımlar olduktan sonra gün aşırı hemen yıkımların paralarını çıkarmaya çalışıyoruz. Vatandaşımızın bu konudaki adımlarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Geçici konaklama merkezi olarak nitelendirdiğimiz konteynerler alt yapı çalışmaları devam ediyor. Ağır hasarlı binaların sayısı belirlendikçe şehrin konut stoku bu vesile ile kıyas edilince konteynerden oluşan geçici konaklama merkezlerimizin sayısını arttırabilmek için bir rezerv alan daha değerlendirdik. Böyle bir tablo ile karşılaşabiliriz. Ve onun için buradaki bütün alternatifleri bütün ihtimalleri burada hemşehrilerimizin yaşamasını hayatın olağan akışına en az şekilde etkilenmesini teminen devam ettirmeye çalışıyoruz. Köylere yönelik Tarım Bakanlığımız da aynı zamanda çalışmalarını yapıyor. Bizde buradan destek olmaya çalışıyoruz. Oradaki hayvancılığın devam etmesi önemli. Köydeki vatandaşlarımızda çok doğal olarak diyorlar ki evimizin ve ahırlarımızın yanında kalmak istiyoruz. Hem yapılmak istenen ahırlar konusunda sabahleyin tekrar koordine ettik şimdi de Jandarmamız bütün köyleri tekrar geziyor. Oradaki hayatın doğal akışının da etkilenmemesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Onun dışında elbetteki tüm desteklerimiz ve yardımlarımız devam ediyor' diye konuştu.
'Afet bölgesi diye bir kanun yok'
Elazığ'ın afet bölgesi ilan edilmesiyle ilgili bir tartışma olduğunu vurgulayan Soylu, 'Şunu söyleyeyim bizim kanunumuzda afet bölgesi diye bir kanun yok. Afete maruz bölge var. Tamda içinde bulunduğumuz Maden gibi yani eğer bir bölgede yaşama imkanın tamamen ortadan kalkmışsa bu afete maruz bölge olarak ilan edilebiliyor. Bu şu demektir ya buradan tamamen gidilecek ve burada hiçbir şekilde yaşanılmayacak. Devlette bunu riskli alan ilan eder ondan sonra da orası boşaltılır başka yere gider. Bunun için de gerekli katkıları biz devlet olarak ortaya koyuyoruz. Ama afet bölgesi denilen bir kavram söz konusu değil. Ama şu var başından itibaren genel hayatı itibari ile bir karar aldık. Bu şu demektir hem ekonomik olarak yapabileceğimiz tüm yardımları genel hayata etkililik kararı içerisinde alıyoruz zaten. Sosyal yardımları da aynı şekilde genel hayatı etkililik içerisinde almaya çalışıyoruz. Paket olarak onun dışında yine diğer kurumlarımızın SGK, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler bakanlığının ortaya koymuş olduğu bir takım ertelemeler söz konusu. Dün Cumhurbaşkanımızı ifade ederek açıkladı diğer taraftan enerji bakanlığımızın belki ortaya koyabileceği şeyler var. Bu bakanlıklar olarak peyderpey biz buradaki talepleri alarak bunları sağlayabilme imkanına sahip olabiliriz ama burada bir şey daha düşünüyoruz. Elazığlı hemşehrilerimiz burada kanunda böyle bir şey yokken böyle bir talep yokken afet bölgesi ilan edilsin demek biraz siyasi yaklaşımdır. Bunu çok net bir şekilde ifade etmek isterim. Çünkü afet bölgesi denilen bir yapımız söz konusu değil. Zannediyorum ki bu söylemler de afete maruz bölge söylenmek değildir. Şehrin hayatını tamamen her birini durdurmak gibi bir şey söz konusu değildir. Onun için bir şehrin ekonomisinin ne olacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda hareketliliğin nereden kaynaklanacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda sosyal yardımlar ve diğer desteklerle beraber idame etmesini düşünüyoruz. Eğer ekstra bir takım meseleler çıkarsa bunu da elbette ki hem şehrin içerinde yaşayan arkadaşlarımızla hem diğer kamudan bunu talep eden ve isteyen herkesle birlikte değerlendirilir. Ve nihayetinde burada atılacak adımlar atılabilir ama şu an da buna bir vesile ile afet bölgesi diye bir bölge ilan edilebilir demek hem olmayan bir şeyi vatandaşımıza sunmak olur ki bizim açımızdan da işin başından beri yürüttüğümüz meseleler çerçevesinde doğru değildir'diyerek konuşmasını sürdürdü.
'117 milyon lira bağış geldi'
Yapılan yardımlarla ilgili sözlerini sürdüren Soylu:
'Şu ana kadar AFAD'da ki hesaplarımıza sms ve banka havalesi suretiyle 87 milyon geldi. Toplam da 87 milyonluk bir bağış oldu. 30 milyon civarında da en son dün aldığımız itibari ile Kızılay bir bağış söz konusu oldu. Bu toplam 117 milyonluk bir bağış söz konusu oldu. Vatandaşlarımıza da tekrardan çok teşekkür ediyorum. Buraya yollanan yardımlarla ilgili bütün Türkiye'ye çok teşekkür ediyoruz. Ama yine tekrar ifade etmek istiyorum. 3-4 kalemin dışında sürekli olarak eğer gelirse burada yönetilme kabiliyetinde bu saatten sonra sıkıntıya düşeceğiz. Bahsettiğim battaniye, bunu sağlayacak aparat ve araçlardır sobasıydı diğer belki çocuk montları genç montları olabilir bunları da arkadaşlarımız köy köy dağıtıyor. Yani bütün Türkiye binlerce defa daha söylemek isteriz ki bu bizi yoruyor buraya yardımlar geliyor ve bir takım tenzilatlar ortaya çıkıyor sanki dağıtılmıyor başkasına dağıtılıyor burada herkes depremzede yani bunu tekrar ifade etmek istiyorum. Burada zengini fakiri yoksulu yok yani bu deprem korkutan bir şey. Dün akşam gece saat 2'de 3'de oldu herkes sokaklara çıktı. Yani kimsenin buna yönelik olarak arkadaşlarımız hakkaniyet çerçevesinde bir vesile ile ulaşmaya çalışıyor. Bu şu demek değil biz yüzde yüzünü sağlayabiliyoruz bir olağan üstü durum ile karşı karşıyayız bir afet ile karşı karşıyayız. Muhakkak eksiğimiz olacak muhakkak uzanamadığımız yerler olacak onlarca kilometre dağlara çıkılıyor jandarma kızlarımız kadınlarımız orada vatandaşımıza orada ulaşıyorlar. Hayvanlarının iğnesini bile yapıyorlar. Yani gücümüzün yettiği her şeyi yapmaya çalışıyoruz. İnşallah çok kısa zamanda bu afetin bu depremin etkilerini arındırılacağı bir sürece doğru hep birlikte' diyerek konuşmasını tamamladı.
Elazığ'ın Maden ilçesine giden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, heyelan riski olan bölgede incelemelerde bulunup, vatandaşlarla görüştü. Daha sonra kaymakamlığa geçen her iki bakanda açıklama yaptı.
Maden ilçesinde olduklarını anımsatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Maden ilçesinde olmamızın nedeni bundan yaklaşık 6 ay önce Maden ilçesinde buradan da gelen bilgi bizim de elde ettiğimiz bilgilerle çok eğimli bir heyelan sonucunda 510 bağımsız bölümün olduğunu bizim tespit ettiğimiz alanda bir kayma söz konusu. Maden ilçesi buradaki madenlerin çok uzun zamandan beri kah işletildiği kah işletilmediği bir süreç olarak da devam eden veya duran bir anlayışa sahip. 6 ay önce de bir gece itibariyle hem üniversitenin vermiş olduğu karar sürecinde Çevre ve Şehircilik Bakanımızla konuşarak aynı zamanda Cumhurbaşkanımıza da arz ederek buradaki madeni çalışmasını durdurduk. Buradaki riskli olan konutlarla ilgili hemen bir karar alındı. Anında burası afete maruz bölge ilan edildi. Artık yaşanmasının doğru olmadığı bir bölge 510 konutun bulunduğu alanla ilgili o günden itibaren de bir değerlendirme yapıyoruz. Bu ilçenin bir bölümünü veya tamamını bir yere taşınsın mı yoksa burada mı hayata devam edilsin diye Elazığ'da deprem çalışmalarını sürdürürken arkadaşlarımızla milletvekillerimiz ve kaymakamlarımızla buraya gelmek istedik ve geldik. Burada hem arkadaşlarımızla istişare ettik hem de vatandaşlarımıza da bilgi verdik. Tabi biz taleplerini de almaya çalıştık. Zannediyorum ki burada bu değerlendirmeleri yaptıktan sonra şehrin burada devam edip etmemesi veya hemen aşağıda gezin var Gezin'de devam edip etmemesi hususunda ki değerlendirmeyi talepleri aldıktan sonrada hep birlikte bir karar vereceğiz. Onun için bugün bakanımız ve arkadaşlara buraya geldik' dedi.
'Köyler dahil her yere ulaşmaya çalışıyoruz'
Dün gece 4,5 ve 4.3 olmak üzere iki deprem meydana geldiğini de aktaran Bakan Soylu, 'Buradan bütün Türkiye'deki vatandaşlarımıza şunu söylemek istiyorum deprem olduktan sonra devletimize ve devletimizin tüm çalışanlarına müteşekkiriz. Yatmadılar ve vatandaşlarımızın o saatten itibaren bütün taleplerini karşılamaya çalıştılar. Yolların buzlanması dahi herkes seferber oldu. Bu açıdan hem çalışan arkadaşlarımıza hem Elazığlı vatandaşlarımıza bu ortaya koydukları birlik ve beraberlik için bir kez daha minnettarlığımızı belirtmek isteriz. 30 bin civarında çadır dağıttık yaklaşık 100 binin üzerinde battaniye dağıttık. Köyler dahil her yere ulaşmaya çalışıyoruz. Yıkımlar devam ediyor, bizde yıkımlar olduktan sonra gün aşırı hemen yıkımların paralarını çıkarmaya çalışıyoruz. Vatandaşımızın bu konudaki adımlarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Geçici konaklama merkezi olarak nitelendirdiğimiz konteynerler alt yapı çalışmaları devam ediyor. Ağır hasarlı binaların sayısı belirlendikçe şehrin konut stoku bu vesile ile kıyas edilince konteynerden oluşan geçici konaklama merkezlerimizin sayısını arttırabilmek için bir rezerv alan daha değerlendirdik. Böyle bir tablo ile karşılaşabiliriz. Ve onun için buradaki bütün alternatifleri bütün ihtimalleri burada hemşehrilerimizin yaşamasını hayatın olağan akışına en az şekilde etkilenmesini teminen devam ettirmeye çalışıyoruz. Köylere yönelik Tarım Bakanlığımız da aynı zamanda çalışmalarını yapıyor. Bizde buradan destek olmaya çalışıyoruz. Oradaki hayvancılığın devam etmesi önemli. Köydeki vatandaşlarımızda çok doğal olarak diyorlar ki evimizin ve ahırlarımızın yanında kalmak istiyoruz. Hem yapılmak istenen ahırlar konusunda sabahleyin tekrar koordine ettik şimdi de Jandarmamız bütün köyleri tekrar geziyor. Oradaki hayatın doğal akışının da etkilenmemesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Onun dışında elbetteki tüm desteklerimiz ve yardımlarımız devam ediyor' diye konuştu.
'Afet bölgesi diye bir kanun yok'
Elazığ'ın afet bölgesi ilan edilmesiyle ilgili bir tartışma olduğunu vurgulayan Soylu, 'Şunu söyleyeyim bizim kanunumuzda afet bölgesi diye bir kanun yok. Afete maruz bölge var. Tamda içinde bulunduğumuz Maden gibi yani eğer bir bölgede yaşama imkanın tamamen ortadan kalkmışsa bu afete maruz bölge olarak ilan edilebiliyor. Bu şu demektir ya buradan tamamen gidilecek ve burada hiçbir şekilde yaşanılmayacak. Devlette bunu riskli alan ilan eder ondan sonra da orası boşaltılır başka yere gider. Bunun için de gerekli katkıları biz devlet olarak ortaya koyuyoruz. Ama afet bölgesi denilen bir kavram söz konusu değil. Ama şu var başından itibaren genel hayatı itibari ile bir karar aldık. Bu şu demektir hem ekonomik olarak yapabileceğimiz tüm yardımları genel hayata etkililik kararı içerisinde alıyoruz zaten. Sosyal yardımları da aynı şekilde genel hayatı etkililik içerisinde almaya çalışıyoruz. Paket olarak onun dışında yine diğer kurumlarımızın SGK, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler bakanlığının ortaya koymuş olduğu bir takım ertelemeler söz konusu. Dün Cumhurbaşkanımızı ifade ederek açıkladı diğer taraftan enerji bakanlığımızın belki ortaya koyabileceği şeyler var. Bu bakanlıklar olarak peyderpey biz buradaki talepleri alarak bunları sağlayabilme imkanına sahip olabiliriz ama burada bir şey daha düşünüyoruz. Elazığlı hemşehrilerimiz burada kanunda böyle bir şey yokken böyle bir talep yokken afet bölgesi ilan edilsin demek biraz siyasi yaklaşımdır. Bunu çok net bir şekilde ifade etmek isterim. Çünkü afet bölgesi denilen bir yapımız söz konusu değil. Zannediyorum ki bu söylemler de afete maruz bölge söylenmek değildir. Şehrin hayatını tamamen her birini durdurmak gibi bir şey söz konusu değildir. Onun için bir şehrin ekonomisinin ne olacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda hareketliliğin nereden kaynaklanacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda sosyal yardımlar ve diğer desteklerle beraber idame etmesini düşünüyoruz. Eğer ekstra bir takım meseleler çıkarsa bunu da elbette ki hem şehrin içerinde yaşayan arkadaşlarımızla hem diğer kamudan bunu talep eden ve isteyen herkesle birlikte değerlendirilir. Ve nihayetinde burada atılacak adımlar atılabilir ama şu an da buna bir vesile ile afet bölgesi diye bir bölge ilan edilebilir demek hem olmayan bir şeyi vatandaşımıza sunmak olur ki bizim açımızdan da işin başından beri yürüttüğümüz meseleler çerçevesinde doğru değildir'diyerek konuşmasını sürdürdü.
'117 milyon lira bağış geldi'
Yapılan yardımlarla ilgili sözlerini sürdüren Soylu:
'Şu ana kadar AFAD'da ki hesaplarımıza sms ve banka havalesi suretiyle 87 milyon geldi. Toplam da 87 milyonluk bir bağış oldu. 30 milyon civarında da en son dün aldığımız itibari ile Kızılay bir bağış söz konusu oldu. Bu toplam 117 milyonluk bir bağış söz konusu oldu. Vatandaşlarımıza da tekrardan çok teşekkür ediyorum. Buraya yollanan yardımlarla ilgili bütün Türkiye'ye çok teşekkür ediyoruz. Ama yine tekrar ifade etmek istiyorum. 3-4 kalemin dışında sürekli olarak eğer gelirse burada yönetilme kabiliyetinde bu saatten sonra sıkıntıya düşeceğiz. Bahsettiğim battaniye, bunu sağlayacak aparat ve araçlardır sobasıydı diğer belki çocuk montları genç montları olabilir bunları da arkadaşlarımız köy köy dağıtıyor. Yani bütün Türkiye binlerce defa daha söylemek isteriz ki bu bizi yoruyor buraya yardımlar geliyor ve bir takım tenzilatlar ortaya çıkıyor sanki dağıtılmıyor başkasına dağıtılıyor burada herkes depremzede yani bunu tekrar ifade etmek istiyorum. Burada zengini fakiri yoksulu yok yani bu deprem korkutan bir şey. Dün akşam gece saat 2'de 3'de oldu herkes sokaklara çıktı. Yani kimsenin buna yönelik olarak arkadaşlarımız hakkaniyet çerçevesinde bir vesile ile ulaşmaya çalışıyor. Bu şu demek değil biz yüzde yüzünü sağlayabiliyoruz bir olağan üstü durum ile karşı karşıyayız bir afet ile karşı karşıyayız. Muhakkak eksiğimiz olacak muhakkak uzanamadığımız yerler olacak onlarca kilometre dağlara çıkılıyor jandarma kızlarımız kadınlarımız orada vatandaşımıza orada ulaşıyorlar. Hayvanlarının iğnesini bile yapıyorlar. Yani gücümüzün yettiği her şeyi yapmaya çalışıyoruz. İnşallah çok kısa zamanda bu afetin bu depremin etkilerini arındırılacağı bir sürece doğru hep birlikte' diyerek konuşmasını tamamladı.