Depremzede evi hasarlı olmasına rağmen 'evde kal' çağrısına uyuyor
Elazığ'da meydana gelen depremde evleri orta hasar görmesine rağmen korona virüsünden korunmak amacıyla evde kal çağrısına uyan Ören ailesi, herkesin bu karara uymasını istedi.
Elazığ'da meydana gelen depremde evleri orta hasar görmesine rağmen korona virüsünden korunmak amacıyla 'evde kal' çağrısına uyan Ören ailesi, herkesin bu karara uymasını istedi.
6.8 büyüklüğündeki depremde merkeze bağlı Ataşehir Mahallesi Uygur Sokak'taki 5 katlı bina da orta derecede hasar gördü. 5 katlı binanın birinci katında ikamet eden 3 çocuk annesi 64 yaşındaki Zeynep Ören, eşiyle birlikte korona virüsüne karşı alınan önlemler çerçevesinde evden dışarı çıkmayarak, 'evde kal' mesajı verdi.
Evinin yıkık dökük olduğunu ifade eden Zeynep Ören, 'Evime orta hasar verdiler. Korkuyorum ama yapacak bir şey yok. Korona virüs de depremin üstüne geldi. Bayağı psikolojimiz bozuldu. Eşimle beraber oturuyoruz ve dışarı çıkmıyoruz. Sevgili vatandaşlarımız da dışarı çıkmasınlar ve devletin dediğini yapsınlar. Devletimiz de bizim için çaba gösteriyor. Allah'ın izni ile o mikrobu ortadan kaldıracağız. Bunu da el birliği ve dışarı çıkmamayla başaracağız' dedi.
Evi hasarlı olduğundan onarım için sigortadan 27 bin TL ödeme yapıldığını aktaran Ören, 'Biz emekli kişileriz, kimseye ihtiyacımız yok. Emekli olduktan sonra zar zor bir ev aldık. Depremden 25 gün önce borcu bitti, tapusunu aldım ve evim bu hale geldi. Bu duruma üzülüyorum ama yine de çıkmıyorum. Vatandaşlarımıza da sesleniyorum, sizler de çıkmayın evinizden. Yaşlılar daha fazla mikrop kapıyor. Bizim bir mikrop kapmamız bir kişiye o mikrobu vermemiz, o kişiyi ha silahla öldürmüşsün ya da o mikrobu başkasına verip onun ölümüne sebep olmuşsun hiç fark etmiyor' diye konuştu.
Kendilerinin mağdur olmalarına rağmen devletin her şeye yetiştiğini aktaran Ören, 'Allah kimseyi devletsiz bırakmasın. Devletsiz demek annesiz, babasız, yurtsuz, yuvasız ve kimsesiz demektir. Evimde oturup yemek yapıyorum, çay kaynatıyorum ve oturup yiyoruz. Yapacak başka bir şey yok. Eşim zaten 66 yaşında, evimizde oturup dışarı çıkmıyoruz. Kaidelere elimizden geldiği kadar uymaya çalışıyoruz. Evimdeki çatlaklar ilk depremde meydana geldi. Ondan sonraki depremlerde gittikçe duvarlarda yarılma oluştu. İlk deprem zaten Elazığ'ın hepsi bir mahşeri yaşadı. Rabbim bir daha göstermesin. Biz iki kişi çalışarak bir ev alabildik ama o evimiz de böyle oldu. Yine de çok şükür diyoruz. Allah'tan gelmiş, kuldan gelmemiş. Allah'a şükürler olsun çocuklarımız sağ ve biz bu binadan sağ çıktık ya bunun için şükür ediyorum' ifadelerini kullandı.
6.8 büyüklüğündeki depremde merkeze bağlı Ataşehir Mahallesi Uygur Sokak'taki 5 katlı bina da orta derecede hasar gördü. 5 katlı binanın birinci katında ikamet eden 3 çocuk annesi 64 yaşındaki Zeynep Ören, eşiyle birlikte korona virüsüne karşı alınan önlemler çerçevesinde evden dışarı çıkmayarak, 'evde kal' mesajı verdi.
Evinin yıkık dökük olduğunu ifade eden Zeynep Ören, 'Evime orta hasar verdiler. Korkuyorum ama yapacak bir şey yok. Korona virüs de depremin üstüne geldi. Bayağı psikolojimiz bozuldu. Eşimle beraber oturuyoruz ve dışarı çıkmıyoruz. Sevgili vatandaşlarımız da dışarı çıkmasınlar ve devletin dediğini yapsınlar. Devletimiz de bizim için çaba gösteriyor. Allah'ın izni ile o mikrobu ortadan kaldıracağız. Bunu da el birliği ve dışarı çıkmamayla başaracağız' dedi.
Evi hasarlı olduğundan onarım için sigortadan 27 bin TL ödeme yapıldığını aktaran Ören, 'Biz emekli kişileriz, kimseye ihtiyacımız yok. Emekli olduktan sonra zar zor bir ev aldık. Depremden 25 gün önce borcu bitti, tapusunu aldım ve evim bu hale geldi. Bu duruma üzülüyorum ama yine de çıkmıyorum. Vatandaşlarımıza da sesleniyorum, sizler de çıkmayın evinizden. Yaşlılar daha fazla mikrop kapıyor. Bizim bir mikrop kapmamız bir kişiye o mikrobu vermemiz, o kişiyi ha silahla öldürmüşsün ya da o mikrobu başkasına verip onun ölümüne sebep olmuşsun hiç fark etmiyor' diye konuştu.
Kendilerinin mağdur olmalarına rağmen devletin her şeye yetiştiğini aktaran Ören, 'Allah kimseyi devletsiz bırakmasın. Devletsiz demek annesiz, babasız, yurtsuz, yuvasız ve kimsesiz demektir. Evimde oturup yemek yapıyorum, çay kaynatıyorum ve oturup yiyoruz. Yapacak başka bir şey yok. Eşim zaten 66 yaşında, evimizde oturup dışarı çıkmıyoruz. Kaidelere elimizden geldiği kadar uymaya çalışıyoruz. Evimdeki çatlaklar ilk depremde meydana geldi. Ondan sonraki depremlerde gittikçe duvarlarda yarılma oluştu. İlk deprem zaten Elazığ'ın hepsi bir mahşeri yaşadı. Rabbim bir daha göstermesin. Biz iki kişi çalışarak bir ev alabildik ama o evimiz de böyle oldu. Yine de çok şükür diyoruz. Allah'tan gelmiş, kuldan gelmemiş. Allah'a şükürler olsun çocuklarımız sağ ve biz bu binadan sağ çıktık ya bunun için şükür ediyorum' ifadelerini kullandı.