Harput Kalesi'nin Tarihi Çıkan Buluntular İle 2 Bin 200 Yıl Geriye Gitti
Elazığ'ın tarihi Harput Mahallesi'nde yerleşimin MÖ 3000'lerin başlarında başladığı belirtilen Harput Kalesi'nde yeni ortaya çıkan buluntular ile kalenin tarihi 2 bin 200 yıl geriye giderek, kalenin 5 bin yıllık olduğu tescillendi.
Tarihi Harput Mahallesi'nde bulunan Harput Kalesi'nde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Elazığ Valiliği ile Fırat Üniversitesi işbirliğinde 8 yıl önce başlatılan kazı çalışmaları sürüyor. Çalışmalarda FÜ Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç'ın başkanlığında 40 kişilik ekip görev alıyor. Bu yıl Urartu kutsal alanı, yeni keşfedilen iki sarnıç ve batı surları içerisindeki Bizans katmanı olmak üzere yaklaşık bin metrekarelik alanda süren kazı çalışmaları kapsamında 20 bin obje bulundu. Bu objelerin arasında Karaz kültürüne ait seramikler de çıktı. Dini törenlerde kullanıldığı anlaşılan siyah astarlı, kabartma figürlü, kazıma desenli tören kapları ile birlikte kalenin tarihinin 2 bin 200 yıl geriye giderek 4 bin yıldan 5 bin yıla çıktığı bildirildi.
Bu sene yapılan iç kale kazılarında gün yüzüne çıkan objeler ile Harput tarihinin daha geriye gittiğinin belirlendiğini belirten Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, “İkinci etap kazılarımızın 8'inci yılındayız. Özellikle bu sene kazılarımızda 20 bin obje daha elde edildi. İnsan yaşamına ait savunmaya, süslenmeye, günlük kullanıma ait her türlü objeyi elde etmiştik. Özellikle bu seneki kazılarda iki tane su sarnıcı tespit ettik ve bize yoğun arkeolojik buluntu verdi. Bu yoğun buluntu içerisinde genel anlamda Karaz seramik dediğimiz siyah astarlı olanlar, kabartma süsü olanlar bir de devetüyü astarlı olanlarda tarihsel anlamda Harput Kalesini yerleşiminin 2 bin 200 yıl daha geriye gittiği anlaşıldı. En azında Harput Kalesi'nin içinde MÖ. 3000'lerden beri yerleşim olduğunu anlamış olduk. Harput Kalesi'nin doğusunda son yıllarda çıkan kabartmayla Harput'un tarihi 4 bin yıllık olmuştu. Bu seneki kaledeki kazılarla yaklaşık bin yıl daha eskiye gitti. Harput'un ve kalenin yerleşimi 5 bin yıllık olarak tescillenmiş oldu. Tabii ovalarda ve Fırat kıyısında bu yerleşim tarihleri daha eskiye gidiyor. MÖ. 10-11 bine kadar gittiğini biliyoruz. Fakat Harput Kalesi'nin merkezindeki bu buluntular, yeni bazı bilgileri de tamamlamaya katkı sağlayacaktır . Bu çıkan buluntuları gruplayıp yayınlıyoruz” dedi.
Buldukları obje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Aytaç, “Bu sene elde edilen Harput Kalesi'ni tarihi olarak geri götüren pişmiş toprak eserlere genel olarak Karaz seramiği deniliyor. Bu Doğu Anadolu'ya has eserler MÖ. 4 binlere kadar giden bir seramik grubunu ifade ediyor. Siyah astarlı, üzeri kazıma veya kabartma motifli olanlar var. Bizim elde ettiğimiz örneğin bir tanesi çok önemli. Özellikle kaş, göz ve burun kısmı belirlenmiş, dini törenlerde kullanılan kaplar bunlar. Onun yanında bulunan kazıma desenli olanlar, devetüyü astarlı olanlar da aynı seramik grubu içerisinde değerlendiriliyor. Bu bölgede Keban kurtarma kazılarındaki höyüklerde çok sayıda bunların örnekleri bulunmuş ve yayınlara da geçmişti. Bunların sayıları da çoğaldı. Bizim açımızdan en önemli tarafı da Harput Kalesi'nde de bunların üretilmesi, kullanılmasıdır. Bu konuyu ayrıca ayrıntılı bir şekilde araştırıp yayınlamaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.
Son 8 yılda 130 bin obje bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Aytaç, “Bunların ilgili aşamalarını yapıp gereksiz olanları Kanunlar gereği yine Harput Kalesine bıraktığımız kısımlar oluyor. Bunların önemli olanlarının bazı parçalarını analizler yapacağız. Özellikle bu tahıl, gastronomi ile ilgili objelerin analizlerini gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bunun için sponsor arıyoruz, bunlarla ilgili ön görüşmelerimiz de oldu. Böylece bu bölgenin geçmiş dönemdeki orijinal tüketim malzemelerini analizlerle desteklemeye çalışıyoruz” diye konuştu.