İzmir depremi, Elazığ depreminin belirti ve bulgularını tetikledi
İzmir'de yaşanan depremin Elazığ depreminin belirti ve bulgularını tetiklediğini belirten Uzman Psikolog Çağla Gül, 'Travma sonrası stres bozukluğu diye adlandırdığımız vakalarda, uyku bozuklukları, kabus görmeler, öfkeli haller, suçluluk bulguları, kederli duygu durumu, tahammülde azalma gibi belirtiler artış gösterdi' dedi.
İzmir'de yaşanan depremin Elazığ depreminin belirti ve bulgularını tetiklediğini belirten Uzman Psikolog Çağla Gül, 'Travma sonrası stres bozukluğu diye adlandırdığımız vakalarda, uyku bozuklukları, kabus görmeler, öfkeli haller, suçluluk bulguları, kederli duygu durumu, tahammülde azalma gibi belirtiler artış gösterdi' dedi.
Medical Park Elazığ Hastanesi Uzman Psikoloğu Çağla Gül, deprem sonrası vatandaşlardaki bulgular ve tedavi yöntemi hakkında bilgi verdi. Elazığ depreminden sonra kentte ruh sağlığı alanında ciddi bir çalışma başlatıldığını belirten Uzman Psikolog Çağla Gül, 'Depremi yaşayan bireylere ilk yardım ile beraber kronik dönemi de kapsayan bir tedavi planı oluşturuldu. Hali hazırda bu tedavi programı devam ederken İzmir'de yaşanan deprem Elazığ halkının ya da depremi daha önce yaşamış insanların kabuk bağlayan yarasına dokundu. Bu bizim sürecimizi gerçekten bozucu bir etki ile geriletti. İzmir'de yaşanan deprem, Elazığ depreminin belirti ve bulgularını tetikledi. Bizim travma sonrası stresi bozukluğu diye adlandırdığımız vakalarda, uyku bozuklukları, kabus görmeler, öfkeli haller, suçluluk bulguları, kederli duygu durumu, tahammülde azalma gibi belirtiler artış gösterdi' ifadelerini kullandı.
'Kişiler kendilerini çek etmelidir'
Depremden sonra yapılan çalışmalarda depreme hiç maruz kalmayan insanların da etkilendiğini vurgulayan Psikolog Gül, 'Önemli olanın depremi bizzat yaşamış olmak değil. Buna dhil olarak o güven olgusunun bozulmuş olmasını fark etmektir. Kişiler bu anlamda kendilerini kontrol etmelidir. Ben ne kadarıyla baş edebiliyorum, ne kadarını yönetebiliyorum ve ne kadarında yetersizim diye sormalılar. Yetersiz olduklarını fark ettikleri noktada bir ruh sağlığı profesyonelinden yardım almaları gerekir. Bu anlamda Japonya'da 42 kişinin üzerinde yapılan bir araştırmada deprem öncesi ve sonrasında beyin görüntülemelerinde beynin yapısında değişme olduğunu fark edildi. Bu çalışmaya gerçeği gözler önüne seren bir kriter olarak bakılmalı diye düşünüyorum' şeklinde konuştu.
'Genel rutinimizi devam ettirmeye çalışmak lazım'
Deprem sonrasında vatandaşların davranışları hakkında bilgi veren Gül, 'Depreme maruz kaldıktan sonra eve girememe, evde uyuyama, çocukları okula göndermekte tedirginlik yaşama, aynı evin içerisinde çocuğu odada yalnız bırakmaktan çekinme, banyo yapamama veya banyoda kısıtlı vakit geçirme gibi bazı davranışlar meydana geliyor. Bu davranışlar bizim güvenliğimizi sağlamak için kendimize baz aldığımız davranışlar oluyor. Fakat bunu doğru bulmuyoruz. Kaçma ile beraber var olan durumumuzu engelleyememiş hatta şiddetini tetiklemiş oluyoruz. Güvenli bir evde yaşıyor muyum, deprem çantam hazır mı, aile bireylerim ve ben doğru bilgilere sahip miyim, bir deprem tatbikatı yaptım mı, yeteri kadar önlem aldım mı bunlara bakılmalıdır. Güven sağlamaya çalışırken atılması gereken adımlar ve önlemler bunlardır. Genel rutinimizi devam ettirmeye çalışmak lazım. Depremden önce bir gün içerisinde neler yapıyordum, depremden sonra bunlardan hangilerini yapamıyorum, hangilerini yapmaya çalışıyorum ve başaramıyorum, beceremiyorum sorularını kendimize sormamız gerekir. Bu anlamda baş edemediğiniz ve beceremediğiniz noktalarda gerek duyguların kontrolü, gerekse davranışların kontrolü için muhakkak yardım alınması gerekir. Deprem sonrasında hali hazırdaki var olan depresyonlar, panik ataklar, anksiyeteler de artış gösteriyor. Bu gibi durumlarda mutlaka yardım alınması gerekiyor' diye konuştu.
Medical Park Elazığ Hastanesi Uzman Psikoloğu Çağla Gül, deprem sonrası vatandaşlardaki bulgular ve tedavi yöntemi hakkında bilgi verdi. Elazığ depreminden sonra kentte ruh sağlığı alanında ciddi bir çalışma başlatıldığını belirten Uzman Psikolog Çağla Gül, 'Depremi yaşayan bireylere ilk yardım ile beraber kronik dönemi de kapsayan bir tedavi planı oluşturuldu. Hali hazırda bu tedavi programı devam ederken İzmir'de yaşanan deprem Elazığ halkının ya da depremi daha önce yaşamış insanların kabuk bağlayan yarasına dokundu. Bu bizim sürecimizi gerçekten bozucu bir etki ile geriletti. İzmir'de yaşanan deprem, Elazığ depreminin belirti ve bulgularını tetikledi. Bizim travma sonrası stresi bozukluğu diye adlandırdığımız vakalarda, uyku bozuklukları, kabus görmeler, öfkeli haller, suçluluk bulguları, kederli duygu durumu, tahammülde azalma gibi belirtiler artış gösterdi' ifadelerini kullandı.
'Kişiler kendilerini çek etmelidir'
Depremden sonra yapılan çalışmalarda depreme hiç maruz kalmayan insanların da etkilendiğini vurgulayan Psikolog Gül, 'Önemli olanın depremi bizzat yaşamış olmak değil. Buna dhil olarak o güven olgusunun bozulmuş olmasını fark etmektir. Kişiler bu anlamda kendilerini kontrol etmelidir. Ben ne kadarıyla baş edebiliyorum, ne kadarını yönetebiliyorum ve ne kadarında yetersizim diye sormalılar. Yetersiz olduklarını fark ettikleri noktada bir ruh sağlığı profesyonelinden yardım almaları gerekir. Bu anlamda Japonya'da 42 kişinin üzerinde yapılan bir araştırmada deprem öncesi ve sonrasında beyin görüntülemelerinde beynin yapısında değişme olduğunu fark edildi. Bu çalışmaya gerçeği gözler önüne seren bir kriter olarak bakılmalı diye düşünüyorum' şeklinde konuştu.
'Genel rutinimizi devam ettirmeye çalışmak lazım'
Deprem sonrasında vatandaşların davranışları hakkında bilgi veren Gül, 'Depreme maruz kaldıktan sonra eve girememe, evde uyuyama, çocukları okula göndermekte tedirginlik yaşama, aynı evin içerisinde çocuğu odada yalnız bırakmaktan çekinme, banyo yapamama veya banyoda kısıtlı vakit geçirme gibi bazı davranışlar meydana geliyor. Bu davranışlar bizim güvenliğimizi sağlamak için kendimize baz aldığımız davranışlar oluyor. Fakat bunu doğru bulmuyoruz. Kaçma ile beraber var olan durumumuzu engelleyememiş hatta şiddetini tetiklemiş oluyoruz. Güvenli bir evde yaşıyor muyum, deprem çantam hazır mı, aile bireylerim ve ben doğru bilgilere sahip miyim, bir deprem tatbikatı yaptım mı, yeteri kadar önlem aldım mı bunlara bakılmalıdır. Güven sağlamaya çalışırken atılması gereken adımlar ve önlemler bunlardır. Genel rutinimizi devam ettirmeye çalışmak lazım. Depremden önce bir gün içerisinde neler yapıyordum, depremden sonra bunlardan hangilerini yapamıyorum, hangilerini yapmaya çalışıyorum ve başaramıyorum, beceremiyorum sorularını kendimize sormamız gerekir. Bu anlamda baş edemediğiniz ve beceremediğiniz noktalarda gerek duyguların kontrolü, gerekse davranışların kontrolü için muhakkak yardım alınması gerekir. Deprem sonrasında hali hazırdaki var olan depresyonlar, panik ataklar, anksiyeteler de artış gösteriyor. Bu gibi durumlarda mutlaka yardım alınması gerekiyor' diye konuştu.