Elazığ depreminin 1. yılı: Yaralar sarılıyor, acılar unutulmuyor
Elazığ'da geçtiğimiz yıl bugün meydana gelen 6.8'lik depremin ardından devletin tüm kurumlarıyla yaraları sarmaya devam ettiği şehirde, enkazdan saatler sonra kurtarılanlar ve yakınlarını kaybedenler o unutamadıkları günü anlattı. Depremin yaralarının sarılması kapsamında şehir şantiyeye dönerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla yarın anahtar teslim töreni düzenlenmesi planlıyor.
Elazığ’da geçtiğimiz yıl bugün meydana gelen 6.8’lik depremin ardından devletin tüm kurumlarıyla yaraları sarmaya devam ettiği şehirde, enkazdan saatler sonra kurtarılanlar ve yakınlarını kaybedenler o unutamadıkları günü anlattı. Depremin yaralarının sarılması kapsamında şehir şantiyeye dönerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla yarın anahtar teslim töreni düzenlenmesi planlıyor.
24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde Elazığ’da 37, Malatya’da 4 olmak üzere 41 kişi hayatını kaybetti, 25 binden fazla konut ise ağır hasar gördü. Elazığ’da depremden dolayı kent merkezinde Sürsürü Mahallesi’nde 1, Mustafapaşa Mahallesi’nde 2, Gezin köyünde 1 apartman çöktü. Çöken apartmanların enkazlarından saatler sonra ekiplerin canla başla çalışmasıyla kurtarılanlar ve yakınlarını kaybedenler o günü İHA muhabirlerine anlattı.
Vali Erkaya Yırık, şehirdeki son durumu ve devletin bugüne kadar verdiği destekleri aktardı. Şu ana kadar 3 bin konutun depremzedelere teslim edildiği kentte, yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla anahtar teslim töreni düzenleneceği bildirildi.
Ailesini kaybetti, kendi 12 saat sonra kurtarıldı
Depremde Gezin beldesinde hamile eşi ve oğlunu kaybeden, kendisi de enkaz altından 12 saat sonra çıkartılan Meriç Dişli, “Depremde ev yıkıldı. Oğlum ‘baba beni kurtar’ dedi. İnsan bir evladına elini uzatamaz mı. Patlama sesi geldi ve oğlum hayatını kaybetti. Eşim ’Miraç nasıl’ dedi. Ben de onu teselli etmek için iyi dedim. ’Belim belim’ dedi. Dua okudu, kelime-i şehadet getirdi, vefat etti. Allah kimseye yaşattırmasın. 12 saat enkaz altında kaldım. Hep Allah’a dua ettim. Aklıma bin bir çeşit sorular geliyordu. Yani ölümle yaşam arasında ben nerede yanlış yaptım diyordum” dedi.
Kızını kaybeden anne: "Yüzüme gözüme kum dolmuştu"
Depremde kızını kaybeden ve kendisi de enkaz altından çıkartılan Hamide Bugdalı (63), “Bina çöker çökmez karanlık oldu. Yüzüme gözüme kum dolmuştu. Yüzümü sildim göğsümde tuğlalar var. Onları attım ve bağırdım. Işık bir gidiyor bir geliyor. Dışarıdan bir kalabalık ses geldi. Ben bağırdım kimse yok mu bizi kurtarın dedim. Oradan komşum dedi biz seni çıkartırız. Dedim kızımı çıkartın kızım yok dedim” ifadelerini kullandı.
17 saat enkaz altında kaldı: "Enkaz altında ağladık"
Depremin enkazından 17 saat sonra çıkartılan 8 çocuk annesi 70 yaşındaki Hatun Yamış ise, “Depremde evdeydik. Odadan salona geçtim. Kızım da geldi. Oturmadan kızım ’anne deprem oluyor’ dedi. Ben gittim kapıyı tuttum. Kızım da aşağı gitti. Ben kapıyı tuttum ve lambaya baktım. Elektrikler gitti. Kapıyı açayım dedim o sırada ne olduysa kendimi görmedim. Düştüm ne olduğunu bilemiyorum. Kızım aşağıdan bağırıyor ‘anne anahtar al’ ben anahtarı nasıl alayım, karanlıktı. Bir kadının daha sesi geliyordu. Enkaz altında ağladık. Kızım bana ben de kızıma hakkımı helal ettim. 17 saat enkaz altında kaldık. Daha sonra beni çıkarttılar” diye konuştu.
Enkaz altında 15 saat kaldı
Mustafapaşa Mahallesi’nde yıkılan 5 katlı apartmanın enkazından 15 saat sonra kurtarılan Cengiz Çelik, “O gün enkaz altında 15 saat kalmışım. Enkazdayken benim yerim biraz daha hareketliydi. Büyük oğlumun eli sıkışmıştı. Küçük oğlumun koluna kütle düşmüştü ve onu çıkarttım. Büyük oğlumun elinden bayağı bir uğraştık çıkmadı. Eşim de, bizden biraz uzaktaydı. Sesi geliyordu ama onu göremiyorduk. 112 ile iletişime geçerek bizi bulmalarını sağladık. Komşularımızın sesi geliyordu. Birbirlerimize sakin olmalarını, bizi kurtaracaklarını söylüyorduk. Üst komşumuz Hatun nine, alt komşumuz Yüsra bebek ve annesi, onlara da seslenerek bizi kurtaracaklarını söyledik. Onları da 112’ye bildirdik” dedi.
Eşi ve çocuklarıyla birlikte 15 saat sonra enkazdan çıkartılan Azize Çelik de, “Allah bir daha o günleri yaşatmasın. Biz gördük rabbim hiç kimseye göstermesin. Tekrar depremler oluyor, korkuyoruz" ifadelerini kullandı.
Annesini kaybetti, kendi enkaz altında 16 saat kaldı
Mustafapaşa Mahallesi’nde yıkılan 5 katlı apartmanın altında kalan kendi 16 saat sonra çıkartılan ve annesini o enkazda kaybeden Nazmiye Düşmez, “16 saat enkaz altında kalmak zor. Tüm ekipler geldi. Onların sesini duyuyorsunuz, sizin sesiniz onlara gitmiyor. Tesadüfen telefonum yanımdaydı ama sabah 06.00 gibi şarjı bitti. Yeniden bir hayata başladım. Orada olanlar o acıyı biliyor, gerçekten kurtulacak gibi değildi. Düşünün enkazın içerisindesiniz. Bir de artçılar devam ediyordu. O zaman sıcaklık eksi 17 civarındaymış. Allah’ın izni ile kurtuldum, onun dediği oluyor. Çıkartıldığınız an kendinizi yeniden doğmuş gibi hissediyorsunuz. 16 saat diyorsunuz ki bir daha mavi gök yüzünü, ağaçları, doğayı veya sevdiğiniz insanları bir daha göremeyeceğim diyorsunuz" şeklinde konuştu.
Eşi ve çocuğunu kaybetti, kendi enkaz altında 4 saat kaldı
Sürsürü Mahallesi’nde yıkılan binanın altında kalan 4 saat sonra çıkartılan, eşi ve çocuğunu kaybeden Hüseyin Civelek, “Deprem anında antrenin yarısına gelmeden duvarla üzerimize çöktü ve tavan yıkıldı. O anda kıyameti yaşadık. Küçük çocuğum ‘Baba kurtar, ölüyorum’ diye bağırıyordu. Benim de üzerimde beton bloğu vardı, kımıldayamıyordum. Elimi uzattığımda hanımın eline dokundum ve nabzının gittiğini fark ettim. Sonra çocuğumun da nabzı gitmişti. Büyük oğlum da, ‘Baba ölme’ diye bağırıyor ama sesin nereden geldiğini bilmiyorum. Her yer toz, toprak ve soğuk. Uzun süre ‘imdat’ diye bağırdım ve sonra kurtarma ekipleri geldiler, yetiştiler. Şehrimizi terk etmediler, cenazemizde Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımız vardı. Allah, bir daha böyle afetleri göstermesin” ifadelerine yer verdi.
28 saat sonra kızıyla kurtarılan anne: "Her an o acıyı yaşıyorum"
Mustafapaşa Mahallesi’ndeki 5 katlı apartmanın enkazında kalan, 28 saat sonra minik kızı Yüsra ile çıkartılan, eşi ve oğlunu kaybeden anne Ayşe Yıldız, "Enkazın altında iki gün gibi kaldık. Orada daha ölümü yaşadık. Yine de orada bulunan başta ekipler olmak üzere herkesten Allah razı olsun. Canlarını hiçe sayıp gelip bizi çıkardılar. Eşim ile oğlum vefat etti, onların acısı da çok büyük. Her an o acıyı yaşıyorum. O anları anlattığım zaman konuşamıyorum, çok zorlanıyorum. Eşim ve kızım iki gün yanımda ve üstümdeydi, o an çok zordu. Ölülerini yanımda çıkardılar. Çocuğumla o iki gün beraber konuştuk, yetişemediler çocuğun nefesi yetmedi" diye kaydetti.
"Depremde annesini kaybetti"
Depremden son anda kurtulan Sürsürü Mahallesi’nde yıkılan binada annesini kaybeden Faruk Kaplan, "Dairelerimiz zemindeydi. Araya çıkar çıkmaz zaten yıkıldı. Komşuların çocukları merdiven yıkılınca önümüze düştü. Her şey toz duman. 3 gün enkaz başındaydık ve çok soğuktu. Zaten en son anneme ulaşıldı. Komşularımızı hep kaybettik. 14 kişi Dilek Sitesinde hayatını kaybetti. Dile kolay. Analar çocuklar hep gitti. İnsan inanamıyor. Bir film şeridi gibi geldi geçti. Nasıl kurtulduk biz de şaşırdık. İnsanın inanası gelmiyor" dedi.
"Depremde torunu ve gelinini kaybetti"
Depremde Sürsürü Mahallesi’ndeki binada gelini ve torununu kaybeden Abbas Yıldız, "Akşam namazını kıldık. O anda önce ufak bir sallantı oldu. Bir daha vurduğu zaman şaşırdık ve kalktık. Her taraf sanki birbirine geçiyordu. Kötü bir felaketti. Çok korktuk. O anda toz duman içerisinde bir yere kaçamadık, kapının eşiğinde durduk. Ondan sonra sallantı durduğu zaman el feneri aldık elimize ve kaçtık. Eşofman ve gecelik ile kaçtık. Aşağı geldik toz dumandı. Diğer bina gördük ki çökmüştü. Benim oğlan da geldi ve dizlerini döverek ben çocukları eve yeni bıraktım dedi. Eşi ve 2 çocuğu evdeydi. Kentte ilk çöken bina Dilek Apartmanıydı. İlk olarak benim küçük torunumu çıkardılar. Ondan sonra gelinimi çıkardılar. Sonradan büyük torunumu çıkardılar" diye konuştu.
“20 bin konutun tamamı bu yılın ortasında teslim edilecek”
Başta depremde yakınlarını kaybeden ve enkaz altından kurtarılanlar dahil olmak üzere tüm depremzedelerin yaralarını sarmak için devlet millet elbirliğiyle kentte birçok çalışma yapıldı. Konteyner kentlerin kurularak bin 600 ailenin barınma ihtiyacını karşılayan devlet kurumları, kalıcı konutları da tamamlamak için çalışmasını sürdürüyor. Şu ana kadar 3 bin konutun yapılıp teslim edildiği kentte, 1 ay içinde 5 bin konutu teslim etmeyi, yılın ortasına kadar da kalan 12 bin konutu bitirip ailelere vermeyi planlıyor.
Devletin 24 Ocak Elazığ depreminden sonra kente 7 milyar TL’lik bir nakdi yardım aktardığını vurgulayan Vali Erkaya Yırık, "Allah devletimize zeval vermesin. Vatandaşlar, yapılan desteği her zaman karşılığını gösterdi ve memnun oldu. Bilindiği üzere şu aşamaya kadar 20 bin konut inşaatı başlamıştı ve inşaatlar devam ediyor. Bu süreçte Yazıkonak, Bızmışen, Karşıyaka, Mustafapaşa, Abdullahpaşa, Aksaray ve Gümüşkavak’ta biten konutları vatandaşlarımıza kura çekmek suretiyle belirlemiş olduk. Vatandaşlarımızın çoğu bu kura çekimi sonrasında anahtarlarını teslim alarak konutlarına yerleşti. Hatta ziyaret de ettik, vatandaşlarımız yeni yapılan bu konutlardan son derece memnun. Dolayısıyla vatandaşlarımız görüştüğümüzde zaman zaman konutların eski konutlardan çok daha mukavemetli, konforlu ve çevre düzenlemesiyle birlikte gayet keyif alınacak bir mekana kavuştuklarını ifade ettiler. 3 bin civarında konutu kura ile belirledik ve vatandaşlarımıza teslim ettik. Bir ay dolmadan bu sayının 8 bine ulaşmasını bekliyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yapmış olduğumuz görüşmede TOKİ, bu konutların tamamını zannediyorum 2021 ortasından sonra teslim etmeye başlayacak” dedi.