Poyraz Köyü Taşıma Suyla Hayatını Sürdürüyor
Elazığ'da kent merkezine 18 kilometre uzaklıkta bir köyde, köy sakinleri yıllardır taşıma suyla hayatlarını devam ediyor.
Köyde bulunan su kaynaklarının kuruması nedeniyle çözüm bulamayan yöre sakinleri, ya il özel idaresinin gönderdiği tankerden yada her gün kilometrelerce yürüyerek gittikleri çeşmeden bidonlarla su taşıyıp ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor.
Merkeze bağlı Poyraz köyünde yaşayan vatandaşlar, 5 yıldır taşıma su ile hayatlarını sürdürüyor. Yaklaşık 150 hane olan ve 800 nüfusu bulunan Poyraz Köyü’nde bulunan su kaynakları tamamen kuruyunca, köylüler kullanma, hatta içecek suyu bulamaz hale geldi.Kent merkezine 18 kilometre uzaklıkta bulunan köy, su ihtiyacını 2 kilometre yürüyerek gittikleri komşu köyün sokak çeşmesinden doldurarak bidonlarla evlerine taşıyor, yada İl Özel İdaresinin gönderdiği tankerin depoya boşalttığı suyla ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor. Köy sakinleri sadece evlerinde şebeke suyu kullanabilmek istiyor.
Köye 2 kilometre uzaklıktan su taşıyorlar
Her yıl yaklaşık 7 ay susuzluk çektiklerini belirten Muhtar Ömer Faruk Tatar, “Köyümüz yaklaşık 250 hanedir. Son 5 yıldır su sorunumuz var. Suyumuzu da İl Özel İdaresi getiriyor. Gelen suyun bir kısmını evlere dağıttık ama çözüm olmadı. Ondan sonra depoda topladık. Haftada 1 saat su dağıtmak şartıyla evlere vermeye çalışıyoruz. Bu çağda böyle bir şeyin olması üzücü. Çünkü 21. yüzyılda bu durumda yaşamak çok şey demek. Biz bu durum için Ankara’ya kadar gittik. Sıkıntılarımızı dile getirdik. Ama bana göre biraz duyarsız kaldılar. Köyümüz merkezi bir yer. Eskiden nahiye idi. Karakol var ve 40 tane askeri mevcut. Sağlık ocağı vardı, yıkım kararından dolayı kaldırdılar. Tekrardan yapılacak dediler yaklaşık 7 yıldır, öylece duruyor. Kadınlar köye yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta bir çeşmeden su getiriyor. O su da yazın bir parmak kalınlığında akar. Aracı olmayanlar var, aracı olanların bir kısmı da diğerlerine yardımcı olarak içme suyunu getirtebiliyor"dedi.
"Üzülerek de olsa sesimizi bu şekilde duyurmaya çalıştık"
Depodan haftada bir saat su verebildiklerini anımsatan Tatar, "Ondan yana tepkileri çok doğru. Ancak benlik bir şey değil. Çünkü gerekli yerlere gerekli başvuruları yaptım. Biz buraların ölçümünü yaptık. Kesinlikle bizim köyün sınırlarında artezyen suyu yoktur. Yetkili mercilere söylediğimizde de siz alternatif bir yol bulun diyorlar. Zaten biz bulduktan sonra, köyün ekonomik durumu elverişli, kendimiz yaparız. Bizim sınırlarımız da su yok. Böyle olunca biz susuzluktan ölecek miyiz. Burada yaklaşık 800 nüfus var. Çoğu kişi evlerine satılık levhası koymuş, satılığa çıkarmış. Bize şimdiye kadar bir ret cevabı da gelmedi. Biz artık sesimizi üzülerek de olsa, bu şekilde duyurmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.
"Haftada bir banyo yapılıyor, ev kalabalıksa sırlama şeklinde oluyor"
Köyde, 10 senedir su sıkıntısının olduğunu ve son 5 yılda bu durumun daha da arttığını dile getiren köy sakinlerinden Meltem Arslan, “Yıl bazına bakıldığında bizim, 6 aydan fazla su sıkıntımız oluyor. Genellikle suyu taşıma yolu ile halletmeye çalışıyoruz. Çevre köylerden idare etmeye çalışıyoruz. 2 kilometreden fazla yol yürüyen da oluyor. Banyolar sınırlı, her istediği süre zarfında banyo yapamıyor. Hafta bir banyo yapılıyor. Hatta ev kalabalık ise bu sıralama şeklinde oluyor. Evde hijyen olmuyor. Evi temiz tutsak bile su olmadığından dolayı minimum şekilde karşılamaya çalışıyoruz. Bizim ahırımız ve hayvanlarımız var. Onlar da aynı zamanda sıkıntı çekiyorlar. Aslında birinci önceliğimiz hayvanlar oluyor. Ayrıca yatalak bir hastam var. Hijyen olmadığından dolayı sürekli bir enfeksiyon olma durumu oluyor. Bu bizim için en büyük için en büyük sorun. Enfeksiyondan dolayı neredeyse haftada iki kez hastaneye gidiyoruz"diyerek yaşadıklarını sorunları aktardı.
"Su nedeniyle köyün nüfusu düşüyor"
Su olmadığından dolayı bir çok kişinin kente taşındığını da dile getiren Arslan,"Gelen kişiler de durumu gördükleri zaman merkeze dönüyorlar. Git gide köy mevcudu düşüyor. Ancak burada kalanlar için çok büyük bir sıkıntı. Su hayattır ve hepimizin hayatı tehlikede. Köydeki bir çok ailenin hastası var. Bizim için de öyle çünkü bize gelen suyun hijyenini hiçbir şekilde bilmiyoruz. Çoğumuz enfeksiyon kapıyoruz. Bunu ne kadar sürdürebileceğimizi bilemiyoruz. Su ihtiyacını çevre köylerden taşıma suyu ile yapıyoruz. Kovalarla, bidonlarla taşınılıyor” şeklinde konuştu.
Köy sakinlerinden Gülseren Kaplan ise, “5 yıldır su yok. Yazın su hiç yok. Biz çok zorluk çektik. Biz susuzuz, hayvanlarımız susuzuz. Ben geçimimi hayvanlardan sağlıyorum, mecbur onlara da su vermem lazım. Su ihtiyacımızı köyden uzak bir yerden temin ediyoruz. Ayrıca İl Özel İdaresi getiriyor. Ancak bir köye bir tanker su yetmiyor. Benim de hayvanlarım var. Ben de hayvanları beslemek zorundayım, çünkü benim geçim kaynağım. Yaşlı ve hasta annem var ona da bakmak zorundayım”diye konuştu.