Sadece çocukların değil herkesin psikolojisi etkilendi
Salgın döneminde 'çocukların psikolojisi etkilendi mi' sorusunu, önce birey olarak herkesin kendisine sorması gereken bir konu olduğuna dikkat çeken Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Azad Asafov, 'Özellikle 'Elazığ için deprem ve akabinde pandemi sürecinde psikolojisi etkilenmeyen bir insan var mıdır' diye sormak gerekiyor. Herkesin psikolojisi kısmen etkilenmiştir. Fakat her değişim sürecinde olduğu gibi bu dönemde de önemli olan süreci nasıl yönettiğimizdir. Biz kaygılanmayacağız diye bir şey yok dedi.
Salgın döneminde ’çocukların psikolojisi etkilendi mi’ sorusunu, önce birey olarak herkesin kendisine sorması gereken bir konu olduğuna dikkat çeken Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Azad Asafov, “Özellikle ‘Elazığ için deprem ve akabinde pandemi sürecinde psikolojisi etkilenmeyen bir insan var mıdır’ diye sormak gerekiyor. Herkesin psikolojisi kısmen etkilenmiştir. Fakat her değişim sürecinde olduğu gibi bu dönemde de önemli olan süreci nasıl yönettiğimizdir. Biz kaygılanmayacağız diye bir şey yok" dedi.
Medical Park Elazığ Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Azad Asafov, dünyada yaşanan afetler ve salgın hastalıkların çocuklarda belirsizlik, kaygı gibi duygusal tepkilere neden olduğunu aktardı. Bu durum karşısında en önemli işin ailelere düştüğünü ifade eden Uzm. Dr. Asafov özellikle yeni normalleşme süreci ile çocuklara olan yaklaşımın, salgını ne şekilde deneyimleyecekleri üzerinde etki edeceğini vurguladı.
Koronavirüs ve yakın zamanda yaşanan doğal afetler nedeniyle herkeste az da olsa meydana gelen kaygı sorununun gayet normal olduğunu belirten Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Azad Asafov, “Bu salgın döneminde çocukların psikolojisi etkilendi mi sorusunu cevaplamadan önce birey olarak kendimize bu soruyu sormamız gerekiyor. Özellikle Elazığ için ‘Deprem ve akabinde pandemi sürecinde psikolojisi etkilenmeyen bir insan var mıdır’ diye sormak gerekiyor. Herkesin psikolojisi kısmen etkilenmiştir. Fakat her değişim sürecinde olduğu gibi önemli olan bu süreci nasıl yönettiğimizdir. Biz kaygılanmayacağız diye bir şey yok. Çünkü kaygı, hayatımızı devam ettirmemiz için bir miktarda gerekli bir duygu. Pandemi sürecinde sokağa maskesiz çıkılmaması ve ellerin yıkanması konularında uyarılarda bulunuyoruz. Ancak çevremizde bu tür uyarılara önemsemeyen insanlar da var. Aşırı rahatlık da bazen bizi ciddi anlamda tehlikeye sokan bir durumdur. Kaygı bir miktar önemli fakat burada önemli olan şey, kontrolsüz ve gereksiz bir kaygı olması. Sonuç itibariyle bir normalleşme sürecine girmiş durumdayız. Dışarıda mikrop kapacağız diye sürekli eve kapanmak ve dış dünyayla iletişimimizi kesmek de sağlıklı değil. Belirli önlemleri alarak ve kurallara uyarak hayatımızı devam ettirebiliriz” diye konuştu.
"Çocuklara mümkün olduğu kadar doğru bilgi vermeliyiz"
Çocukların psikolojisinin etkilenmemesi için ebeveynlerin dikkat etmesi gereken hususlar konusunda uyarılarda bulunan Uzm. Dr. Asafov, “Öncelikle bir çocuk kendi kaygılarını, duygu durumunu ona bakan, onu yetiştiren ebeveynin psikolojisine bakarak kontrol eder ve düzenler. Eğer anne ve baba aşırı kaygılıysa bu durumu gizlemek için çocuklarına ne kadar rol yaparlarsa yapsınlar hiçbir önemi yok. Çünkü çocuk anneye ve babaya bakarak kendi duygularını düzenleyecektir. Bu nedenle ebeveynlerin alması gereken bazı önlemler var. Birincisi kendi içsel kaygımıza bakmamız lazım. Pandemi sürecinde bilindiği üzere insanlar evlerine kapanmak zorunda kaldı ve çocukların ebeveynleriyle vakit geçirme sıklığı arttı. Birbirlerini daha fazla gözlemlediler. Haliyle bunu hissettirmeme gibi bir durum yok. Öncelikli olarak kendi kaygılarımızda dikkatli olacağız, gerekirse bir psikiyatrist desteği almayı ihmal etmeyeceğiz. Çocuklara da mümkün olduğu kadar doğru bilgi vereceğiz. En önemlisi düzgün açıklama yapacağız” şeklinde konuştu.
Pandemi süreci ile birlikte aile ile çocuğun zaman geçirme süresinin arttığını anımsatan Asafov, “Unutmamak gerekir ki pandemi ve karantina süreci bir tatil değildir, özel bir durumdur. Birçok aile ve çocuk bunu tatil gibi algılıyor. Bu ciddi bir hata. Bunun da kendine özgü kuralları var ve bunun kesinlikle sağlanması gerekiyor. Bu süreçte çocukların psikolojisindeki yıpranmanın en önemli bulgusu ani bir huy değişikliğidir. Örneğin bir anda alışılmışın dışında her şeye farklı bir tepki vermeye başlayan çocuk veya daha önceleri herhangi bir sebeple çocuk ve ergen psikiyatristinde tedavi olmuş ve bu dönemde kötüleşmeye başladıysa muhakkak bir çocuk ve ergen psikiyatristine müracaat edilmesi gerekiyor”ifadelerini kullandı.